Muzi Lİ Türkiye’deki Bir Çinli

Muzi Li Kimdir?
Aslen Çinliyim, 50 yaşındayım. 27 sene önce İstanbul’a geldim ve yerleştim, o günden bugüne kadar sadece 6 sene Çin’de kaldım. Neredeyse, hayatımın yarısını burada geçirdim.
1995’ten 2019’a kadar aydınlatma piyasasında ithalat ve toptan işleri ile uğraştım. Ardından Çin’e dönüp 2015’e kadar Guangzhou’ya yerleştim. 2015’ten bugüne kadar İstanbul’da danışmanlık çalışmalarının yanı sıra DEİK Çin İş Konseyi Hubei Eyaleti Altı Komisyon Temsilciliği ve ÇİN Kobiler Derneği Başkanlığı yapmaktayım.
Bize Wangstar Danışmanlık’tan ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Türkiye’de 20 senelik tecrübemi ve ticari hayattaki deneyimlerimi Çinli yatırımcılarla paylaşmak istedim, yanı sıra Çin piyasasına girmek isteyen Türk girişimcilere yardım etmek istedim. Kısaca bir ticari köprü olarak danışmanlık işlerine başladık. Türkiye’de bulunan büyük Çinli yatırımcılarla birlikte Çin piyasasına girmek isteyenlere hizmet veriyoruz.
ÇİNKOBİ hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Çin Büyükelçiliğinin destekleri ile Çinli yatırımcılara hizmet etmekteyiz. Amacımız, buradaki Çinli küçük ve orta ölçekli işletmelerin haklarının korunması, Çin’de ve Türkiye’de taraflar arasında bilgi alışverişinin sağlanmasıdır. Bu noktada karşılıklı bir yardımlaşma platformu sağlamak istiyoruz. Yeni başladık, fabrikadan turizm acentasına, Çin lokantasından toptan firmalara kadar üyelerimiz var. Türkiye’nin her yerinden üyemiz var, Ağrı’dan İzmir’e, İstanbul’dan Mersin’e kadar.
Türkiye-Çin dostluk ve ticari ilişkilerini daha da ileriye taşımak için görüşleriniz nelerdir?
Türkiye’de yaşarken 20 seneyi aşkın bir süredir en önemli gözlemim şudur: İki ülke birbirini gerçekten iyi tanımıyor, maalesef bazen bir konuda eksik veya yanlış tanıyor. İki taraf da diğeri hakkındaki bilgileri İngilizce medyadan yani batı medyasından alıyor, tabii bu durum yanlış anlaşılmalara yol açıyor. Direkt karşıdan bilgi alabilirsek daha iyi olurdu. Bugün ki yeni çıkan T&C dergimizin bu konuda önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Bulunduğumuz noktadan daha ileriyi görmeliyiz ve bu konuda ilerleme kaydetmeliyiz.
Türkiye’nin ve Çin’in karşılıklı “Ülke İmaj Programı”na ihtiyacı olduğunu düşünmekteyim. Profesyonel çalışmak zorundayız. Günümüzde tüm ülkeler kendi imajlarını yönetebilmek için projeler hazırlıyor. Türkler, Çinliler hakkında ne düşünüyor? Çinliler, Türkler ve Türkiye hakkında ne düşünüyor? Pozitif yönler ve negatif yönler nelerdir? Pozitif yönleri sürdürülebilir kılmamız gerekir. Negatif yönleri ise nasıl pozitife çevirebiliriz? Bunlar için ayrı ayrı araştırma ve proje kolları oluşturmalıyız.
Kısacası Türkiye’de iyi bir Çin hikâyesi; Çin’de ise güzel bir Türkiye hikâyesi oluşturmalıyız.
İki ülke için de doğru ve etkili bir hikâye oluşturduktan sonra, eminim ki hem turizm açısından hem yatırım açısından somut gelişmeleri görmek mümkün olacak. Emeklerimizden tatlı meyveler çıkacak, tıpkı baklava gibi. Bu düşünme yönteminin doğruluğunu kanıtlayan bir yansıma var. Türkiye’den Çin’e giden herkes güzel bir sürprizle karşılaşmış, aklındaki Çin imajından tamamen farklı. Çin’den Türkiye’ye gelen Çinliler ise Türkiye’yi sevmişler, herkes Türkiye’nin güzel ve romantik bir ülke olmasından çok memnun kalmış. Özellikle buradaki insanların ev sahipliğinden ve misafir misafirperverliğinden çok etkilenmişler. Keşke daha önce gelebilseydik diyorlar.
Bu yıl Türkiye-Çin diplomatik ilişkilerinin 50. yılı münasebeti ile Türkiye-Çin İş Geliştirme ve Destekleme Derneği ile ÇİNSİAD tarafından Ankara Congresium’da düzenlenen Türkiye-Çin Kültür ve İş Geliştirme forumuna katıldınız. 3 gün süren etkinliği (pandemiye rağmen) değerlendirebilir misiniz?
Çok iyi bir proje çıkardınız, emeklerinize sağlık. Bir katılımcı olarak çok memnun kaldığımı özellikle söylemek isterim. Forumda Tarım Kredi Kooperatifleri gibi büyük potansiyele sahip iş ortaklarımızla karşılaşmaktan mutluluk duydum. Çok umut vericiydi.
Röportaj: Hande Babur