Çin-Türkiye Diplomatik İlişkileri Köklü Bir Geçmişe Sahip

TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı/İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı
Rüstem ÇETİNKAYA
Maden sektörümüz, Ocak-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,92 artışla 3.85 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Temmuzda aylık bazda ihracat ise, geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 3,11 artışla 491.6 milyon dolar olarak gerçekleşti. Gerek 7 aylık dönemde gerek Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan ilk üç ülke ise Çin, ABD ve Bulgaristan oldu. Rakamlar, bu yılki 7 milyar dolarlık ihracat hedefimize kolaylıkla ulaşılabileceğimizi göstermekte. Ocak-Temmuz döneminde metalik cevherler yüzde 14,03 artış ve 1.38 milyar USD ihracat ile ilk sırada yer alırken, ikinci sırada yüzde 2,94 artış ve 1.21 milyar USD ile doğal taşlar, üçüncü sırada ise yüzde 33,83 artış ve 807 milyon USD ile endüstriyel mineraller yer aldı. Temmuz ayında ise 170.1 milyon dolar ile en çok metalik cevherler grubunda ihracat gerçekleştirildi.
7 milyar dolarlık maden ihracatı, hedeflerimiz için çok kilit bir rol oynayan, ihracatçı kimliği yanında ithalatçı kimliği de barındıran, Türkiye için oldukça stratejik bir partner olan Çin’e ihracatta geçen yılın aynı dönemine göre değer ve miktar bazında düşüş yaşansa da 830 milyon dolarla en çok ihracat yaptığımız ülke yine Çin Halk Cumhuriyeti oldu. 2021 yılında ise Çin’e 1.65 milyar USD maden ihracatı gerçekleştirdik, buna karşılık 250 milyon USD mertebesinde de ithalatımız oldu. Gerek pandemi sebebiyle yaşanan seyahat engeli ve Çin’deki üretimin yavaşlamasından gerekse global emtia fiyatlarındaki düşüş sebebiyle azalan bu rakamların, pandeminin olumsuz etkilerinin bertaraf edilmeye başlamasıyla artış yönüne geçeceğini umuyoruz.
Çin-Türkiye diplomatik ilişkileri çok köklü bir geçmişe sahip. Çin ve Türkiye ikili ilişkilerindeki fırsatlar ve tamamlayıcılık ilişkisini stratejik bir bakış açısı ile Türk ve Çin kamuoyu nezdinde ortaya koymalı ve kurumsal, entelektüel bir zemin inşa etmeliyiz. Çin ile daha yüksek hacimli, kaliteli ve yüksek katma değerli ekonomik iş birliğini sürdürülebilir ve dengeli bir düzlemde tesis etmek artık bir tercihten öte bir mecburiyet haline geldi.